TRAFİK İDARİ PARA CEZASININ İPTALİ -2-
TRAFİK İDARİ PARA CEZASININ İPTALİ -2-
Geçen haftaki yazımızda araç camına film taktırmak fiilinin yasal sınırlar içerisinde mümkün olduğunu ve buna dair emsal kararlar olduğunu belirtmiş hatta o emsal kararlardan birisini de esas ve karar numaralarını vererek zikretmiştik. Bu haftaki yazımda da sürücülerin bir hayli canını sıkan, karayollarında belirtilen hız sınırlarının aşılması durumunda haklarında düzenlenen Trafik İdari Para Cezası tutanağı hususu üzerinde durmak istiyorum. Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 2014/2954 Esas 2014/14281 Karar numaralı ve 08.07.2014 tarihli Kararı sürücüler lehine verilmiş örnek bir karardır. Fakat kararın atıf yaptığı TRAFİK DENETİMLERİNDE VE TRAFİK KAZALARINDA ALINACAK ÖNLEMLERE İLİŞKİN YÖNERGE’NİN 34. Maddesinin 1. Fıkrasının ç bendinde ve yine 47. Maddesinde 15.09.2014 tarihinde değişiklik yapılmıştır. Yönergede yapılan değişikliklerin sürücüler lehine olduğunu iddia etmek pek mümkün olmasa dabu haliyle bile Yargıtay 7. Ceza Dairesinin kararı birçok yönden önemlidir. Çünkü 15.09.2014 tarihli değişikliklerden sonra dahi bazı yerel mahkemelerce verilen kararlarda ilgili Yargıtay Kararına atıf yapılmış ve Trafik İdari Para Cezası iptal edilmiştir. Kararda özetle; kişilerin can ve mal güvenliğini sağlamak amacıyla yapılması gereken trafik denetimlerinin asıl amacının araç sürücülerine ceza vermek olamayacağı, yeterli bilgilendirme yapılmadan sürücülerin kural ihlali yapmasını beklemenin trafik kurallarının konuluş amacına aykırı olacağı, yeterli bilgilendirme yapılmadan araç sürücüleri hakkında ceza tutanağı düzenlenmesinin sürücülere tuzak kurulması anlamına geleceği ve tüm bu durumunda çağdaş hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmayacağı ve kabul edilemeyeceği belirtilmiştir. Hakikaten de yasalar ceza vermek amaçlı olmamalı, koruyucu olmalıdır. Çünkü kural ve cezalardaki asıl amaç kişinin kanuna aykırı davranmasını bekleyerek ceza vermek değil tam aksine halkı bilgilendirerek düzenin sağlanmasına yardımcı olmaktır. Yine ilgili Yargıtay Kararında radarla hız denetiminin karayolunun hangi kesiminde ve hangi sürelerde yapılacağı hususunda sürücülerin yeterli bir şekilde bilgilendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ve yine bu bilgilendirme yapılırkenulusal ve yerel medya ile diğer iletişim araçlarından azami ölçüde faydalanılması gerektiği de belirtilmiştir. Örneğin bu açıklamalar ışığında şunu söyleyebiliriz; “yeterli bilgilendirme yapılmadan radar cihazlarının görünmeyecek bir şekilde konuşlandırılması sonucunda kesilen idari para cezası hukuka uygun değildir.” Hukukun genel ilkelerinden biri “suç ve cezanın şahsiliği” ilkesidir.Bu ilkeden anlamamız gereken en basit tabiriyle şudur; suçu kim işlemişse cezayı da o çeker. Bu ilkenin aksi yani suç işlemeyen birine ceza vermek eski bir hukuk anlayışıdır.Modern hukukta birilerinin kanuna aykırı davranmasından dolayı masum insanlara ceza verilemez. Bu genel ilkeden hareket ederek hız sınırını aşan yani kural ihlali yapan araç sürücüsü hakkında ceza tutanağı düzenlenmesi gerekirken tescil plakasına göre ceza veya suç tutanağı düzenlenmesi hukuki olmayacaktır. Birçok yerel mahkeme kararında bu yönde hüküm kurulmuştur. Fakat bazı Yargıtay Kararlarında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 116/1 maddesine atıf yapılarak tescil plakalarına göre ceza veya suç tutanağı düzenlenebileceği belirtilmiş ve bu yönde hüküm kurulmuştur. Yukarıda yaptığımız açıklamalar ışığında, mutlak sonuç alınır iddiasında olmamakla birlikte Trafik İdari Para Cezası Tutanağına durum ve koşullara göre itiraz edilebilir.
Çerkezköy Bakış Gazetesi