ISO BELGELENDİRME
Sektörler
İso Belgelendirme
Taksim Danışmanlık Hizmetleri
Karbon Ayak İzi Hesalama
Güncel Fuarlar
Önceki Sonraki
WorldFood Türkiye’nin En Büyük Gıda Fuarı
WorldFood Türkiye’nin En Büyük Gıda Fuarı
9-12 Eylül 2021
Provimes Web ve Mobil Kurulum ve Kullanım Eğitimimize Davetlisiniz.
Provimes Web ve Mobil Kurulum ve Kullanım Eğitimimize Davetlisiniz.
03 Haziran, Perşembe
Provimes Web ve Mobil Kurulum ve Kullanım Eğitimimize Davetlisiniz.
Provimes Web ve Mobil Kurulum ve Kullanım Eğitimimize Davetlisiniz.
03 Haziran, Perşembe Saat: 10
Kurumsal Akademiler Konferansı
Kurumsal Akademiler Konferansı
24 Haziran 2021 | 14:00 - 16:4
Doğaya Saygı Sertifikası
Katılım bankacılığına yeni oyuncuların girmesi lazım
Katılım bankacılığına yeni oyuncuların girmesi lazım
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben, katılım bankacılığına yeni oyuncuların girmesi gerektiğini söyleyerek, "Bu sistemin büyümesi, 2023 hedeflerine ulaşması, aksi takdirde  biraz zor bir hedef haline gelmektedir. Açılan kamu katılım bankaları üzerinden kamunun sisteme sağladığı finansal destek çok önemli olmakla birlikte  yeterli seviyede değildir. Nitekim sistemin yalnızca bankacılık faaliyetleri  üzerinden yüzde 15 hedefine ulaşması da mümkün görülmemektedir. Sektörün sermaye  piyasası faaliyetlerine yoğunlaşması ve bu alanda kamunun da yeni aksiyonlar  geliştirmesine ihtiyaç vardır" dedi.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu BDDK  Başkanı Mehmet Ali Akben, katılım bankacılığı ile ilgili, "Hep belirttiğimiz gibi  bu sisteme yeni oyuncuların girmesi gerekmektedir. Bu sistemin büyümesi, 2023  hedeflerine ulaşması, aksi takdirde biraz zor bir hedef haline gelmektedir" dedi. 
 
Akben, Türkiye Katılım Bankaları Birliğinin TKBB 15. Olağan Genel  Kurulunun açılışında yaptığı konuşmada, 2008 yılında başlayan küresel finansal  kriz sonrası dönemde gerek akademik gerekse bürokratik çevrelerden mevcut finans düzenine yönelik ciddi eleştiriler getirildiğini ve akabinde çözüm odaklı  aksiyonların alınmaya başlandığını anımsattı.
 
Bu kapsamda faizsiz finans modelinin de ülkelerin, hatta uluslararası  organizasyonların gündemine ciddi şekilde girdiğini aktaran Akben, "Zira faizsiz  finans modelinin, yani bizim geliştirdiğimiz terminolojiyle katılım bankacılığı  sisteminin, finansal istikrar açısından öne çıkan en önemli özellikleri; finansal  aktiflerin reel ekonomiye paralel ve bağımlı bir şekilde büyüme göstermesi, aşırı  spekülasyonlara ve risk iştahına izin vermemesi, risk paylaşımını esas alması,  yatırım kararlarında sosyal ve ahlaki sorumlulukları da dikkate alıyor olmasıdır"  dedi.
 
Akben, son 10 yılda yaklaşık 15 kat büyüme kaydeden küresel faizsiz  finans sisteminin aynı yüksek büyüme trendini gelecek dönemde de istikrarlı  olarak sürdürmesi ve mevcut 1,8 trilyon dolar seviyesindeki büyüklüğünü birkaç  yıl içerisinde 3 trilyon dolara taşımasının beklendiğini kaydetti.
 
Türkiyenin bu süreçte bölgesel bir merkez haline geleceğinin,  hazırlanan birçok raporun ortak görüşü olduğuna işaret eden Akben, hükümetin ve  düzenleyici kuruluşların son dönemde faizsiz finans sektörüne yönelik artan  desteği sayesinde, faizsiz bankacılığın Türk bankacılık sektörü içerisinde  sistemik önem kazanacağının da muhtelif kaynaklarda dile getirildiğini söyledi.
 
Akben, katılım bankalarının özel finans kurumlarından bankaya  dönüştükleri 2005 yılından bu güne kadar çok önemli gelişmeler kaydettiğini  vurgulayarak, sözlerine şöyle devam etti:
 
"10 yıl önce 292 şube ve 5 bin 747 personelle faaliyet gösteren  katılım bankaları, 2015 yılına geldiğimizde bin 80 şube ve 16 bin 554 personeli  olan natif bir finansal sektöre dönüşmüştür. Katılım bankalarının aktif  toplamı 2005 yılında 9,9 milyar lira iken, 2015 yılında bu rakam 120,2 milyar  liraya yükselmiş, buna mukabil bankacılık sektörü içindeki payı da yüzde 2,4ten  yüzde 5,1e ulaşmıştır."
 
"Son beş yıllık döneme bakıldığında katılım bankaları ortalama yüzde  23 büyüdü"
 
BDDK Başkanı Akben, 2023 finansal hizmetler vizyonunda faizsiz  bankacılık sisteminin aktif büyüklüğünün 300 milyar doların üzerine çıkması ve  ayrıca faizsiz finansın toplam sektör içindeki payının yüzde 15e yükselmesinin  hedeflendiğini söyledi.
 
Son beş yıllık döneme bakıldığında katılım bankaları ortalama yüzde 23  büyürken, finansal sektörün yüzde 18 büyüme gösterdiği bilgisini veren Akben,  "Finansal sektördeki büyüme benzer şekilde devam edecek olursa, faizsiz finansın  yüzde 5ten yüzde 15 pazar payına çıkabilmesi için faizsiz finans kuruluşlarına  ilave 113 milyar lira öz kaynak ihtiyacı ortaya çıkmaktadır" dedi.
 
Akben, halihazırda katılım bankalarının öz kaynaklarının yaklaşık 11  milyar lira olduğu göz önüne alındığında, bu hedefin oldukça önemli bir hedef  olduğunun göz ardı edilmemesi gerektiğini dile getirdi.
 
Söz konusu hedefe ulaşabilmek için öncelikle bu alana yatırım yapacak  finansal kaynağa ihtiyaç olduğunun açık olduğunu vurgulayan Akben, konuşmasını  şöyle sürdürdü:
 
"Açılan kamu katılım bankaları üzerinden kamunun sisteme sağladığı  finansal destek çok önemli olmakla birlikte yeterli seviyede değildir. Nitekim  sistemin yalnızca bankacılık faaliyetleri üzerinden yüzde 15 hedefine ulaşması da  mümkün görülmemektedir. Sektörün sermaye piyasası faaliyetlerine yoğunlaşması ve  bu alanda kamunun da yeni aksiyonlar geliştirmesine ihtiyaç vardır. Kamu kira  sertifikalarının çeşitlendirilmesi ve artık özellikle proje finansmanlarında  devreye girmesinin önemli olduğunu değerlendirmekteyiz. Diğer taraftan, özel kira  sertifikalarının geliştirilmesi amacıyla konvansiyonel borçlanma araçlarına  sağlanan vergisel avantaj ve muafiyetlerin bu ürünler için de uygulanmasının  faydalı olduğunu ifade etmek isterim."
 
"BDDK olarak faizsiz finans sisteminin geliştirilmesi noktasında çok  önemli inisiyatifler aldık"
 
Akben, faizsiz finans sektörünün yalnızca katılım bankalarıyla sınırlı  görülmesinin sistemin potansiyelini ülke ekonomisine kazandırma noktasında  yeterli bir yaklaşım olmadığını söyledi.
 
Genel finansal sistem içerisinde faizsiz finansman ilkelerini esas  alan banka dışı mali kuruluşların, sermaye piyasası faaliyetlerinin ve katılım  sigortacılığı sisteminin "faizsiz finans ekosistemi" başlığı altında bütüncül  şekilde ele alınması gerektiğini belirten Akben, faizsiz esasa göre çalışan  yatırım bankaları, finansal kiralama, üretici ve tüketici finansman şirketleri  ile faizsiz finansal kooperatifler gibi natif kuruluşların geliştirilmesinin  önem arz ettiğini kaydetti.
 
Akben, BDDK olarak faizsiz finans sisteminin geliştirilmesi noktasında  çok önemli inisiyatifler aldıklarını anlatarak, "Katılım bankacılığına ilişkin  2013 yılında başlayan çalışmalarımız, aralık ayında Kızılcahamamda TKBB ile  birlikte düzenlenen Katılım Bankacılığı ve Faizsiz Finans Çalıştayı ile önemli  bir dönüm noktasına kavuşmuştur; zira çalıştayda ele alınan hususlar ve  geliştirilen çözüm önerileri, kurumumuzun gayretleriyle Türkiyenin 10. Kalkınma  Planında bağımsız bir bileşen haline gelmiştir" dedi.
 
Akben, söz konusu eylemlerin organize bir ekip tarafından hayata  geçirilmesi ve faizsiz finansa yönelik Ar-Ge çalışmalarının yürütülmesi amacıyla  BDDK bünyesinde ayrı bir daire kurulduğunu ve sistemin geliştirilmesi amacıyla  tam zamanlı uzman personelin istihdam edildiğini dile getirdi.
 
Sektörü bir üst lige taşıyacak finansman modellerinin ve kurumsal  yapının oluşturulması amacıyla dünya uygulamalarının incelenmesine ve mevzuat  altyapısının hazırlanmasına yönelik çalışmaların devam ettiğine işaret eden  Akben, "Gündemimizde alt düzenlemeler bazında, katılım bankacılığı mevzuatının  ayrıştırılması ve yeni kurulacak banka dışı faizsiz finans kuruluşları için yeni  mevzuat alt yapısının oluşturulması bulunmaktadır" ifadelerini kullandı.
 
"Meselelerin ticari kaygılarla ele alınması kat edilecek mesafeyi  uzatmaktadır"
 
Akben, edindikleri tecrübelerden hareketle sektörün geliştirilmesi  yolunda tüm paydaşların aynı heyecanla ortak hareket etmesi gerektiğini  belirterek, "Meselelerin tek boyutlu olarak veya birtakım ticari kaygılarla ele  alınması kat edilecek mesafeyi uzatmaktadır. Bu manada yeni kurulan Faizsiz  Finans Koordinasyon Kurulu önemli bir boşluğu doldurmakta, kurulun etkin bir  karar alma mekanizmasına dönüşmesi paydaşların yani bizlerin gayretleri ile  sağlanacaktır" dedi.
 
Kurum olarak faizsiz finans alanındaki çalışmalarında akademik  dünyanın görüşlerini hep dikkate aldıklarını, sayısal veriler üzerinden  gösterdiği büyümeyle eş zamanlı olarak sektörün dayandığı temeller üzerinde  yükselmesini önemsediklerini aktaran Akben, ancak BDDKnın bu ve benzer  girişimlerinin Türkiyedeki katılım bankacılığı uygulamalarının faizsiz finans  ilkelerine uyumunun sağlanması için tek başına yeterli olmadığını kaydetti.
 
Akben, sektörün uygulamalarının ve hazırlanacak mevzuat altyapısının,  faizsiz finans temel prensip ve kuralları çerçevesine uygunluk kazandırılmasının  ancak ve ancak merkezi bir danışma kurulunun tesis edilmesiyle mümkün olduğunu  dile getirdi.
 
Kurulacak bu nevi bir kurulun standartların belirlenmesinin bankalar  arasında yeknesaklığın sağlanması ve sisteme yönelik algının yönetilmesinin yanı  sıra mevzuat çalışmaları sırasında kendilerine de oldukça yol gösterici olacağına  işaret eden Akben, şunları da söyledi:
 
"Bununla birlikte halihazırda üzerinde durduğumuz diğer önemli bir  konu, katılım bankaları ve yeni kurulacak diğer faizsiz finans kuruluşlar  nezdindeki danışma kurullarına yasal altyapı kazandırılmasıdır. Merkezi danışma  kurulu yapısının tamamlayıcısı olarak düşündüğümüz bir çalışma kapsamında faizsiz  finansal kuruluşlara muhtelif şekillerde danışmanlık alma ve iç denetim  sorumluluğu getirmeyi planlamaktayız."
 
"Bizim yüzde 15lik seviyeye yükselme potansiyelimiz bu şekliyle çok  zor görünmektedir"
 
Akben, katılım bankalarının bugünkü aktif yapıları incelediğinde, bu  bankaların neredeyse tümüyle borç finansmanına dayanan murabaha işlemlerine  yoğunlaştıklarını her toplantıda dile getirdiklerini söyledi.
 
Bu bankaların ortaklık finansmanı uygulamalarına yeterince  başvurmadıklarını aktaran Akben, bu sistem ilk kurulduğu yıllarda kar  paylaşımının standart olduğunu anımsatarak, "Fakat geldiğimiz noktada şu anda,  bir borç finansmanı, borçların finansmanı, kar zarar ortaklığı modelinin tamamen  göz ardı edildiğini görmekteyiz" dedi.
 
Akben, şunları da bildirdi:
 
"Bizim yüzde 15lik seviyeye yükselme potansiyelimiz bu şekliyle çok  zor görünmektedir. Şimdi Vakıf Katılım da, Vakıflar Bankasındaki payın oraya  devredilmesiyle birlikte, kamu tarafındaki bir takım kaynakların bu sistemde  değerlendirilmesi yöntemi, buranın büyümesi tarafında önemli bir rol  üstlenecektir. Ama hep belirttiğimiz gibi bu sisteme yeni oyuncuların girmesi  gerekmektedir. Bu sistemin büyümesi, 2023 hedeflerine ulaşması, aksi takdirde  biraz zor bir hedef haline gelmektedir."
 
 
 
Yasal Uyarı
İsfirmarehberi.com´da yer alan kullanıcıların oluşturduğu tüm içerik, görüş ve bilgilerin doğruluğu, eksiksiz ve değişmez olduğu, yayınlanması ile ilgili yasal yükümlülükler içeriği oluşturan kullanıcıya aittir. Bu içeriğin, görüş ve bilgilerin yanlışlık, eksiklik veya yasalarla düzenlenmiş kurallara aykırılığından İsfirmarehberi.com hiçbir şekilde sorumlu değildir.
Bizi Takip Edin !
Facebook Twitter Google Plus Linkedin Youtube Instagram