Firma Adı | : | Fethiye Ticaret ve Sanayi Odası |
Yetkili | : | Akif ARICAN |
Adres | : | Taşyaka Mah. 144.Sokak No:119/1 Fethiye / MUĞLA |
Şehir / İlçe | : | Muğla / Fethiye |
Telefon | : | (0252) 614-1115 |
Faks | : | (0252) 614-5791 |
Web Site | : | fto.org.tr |
: | info@fto.org.tr | |
Firma Hakkında
Sivil toplum örgütlerinin cemiyet hayatında çok aktif hale geldiği dönemimizde, gelişmiş devletler sivil toplum örgütlerinin önemini kavrayarak görevlerinin büyük bir kısmını sivil toplum örgütlerine devretmişlerdir. Dünya milletlerinin tarihi seyirleri ve gelişim süreçleri incelendiği zaman sivil toplum örgütlerinin toplumun kültürel değerleri doğrultusunda oluştuğu, ve toplum hayatını derinden etkilediği görülmektedir. Tarihi süreç içerisinde Türk sosyal hayatını derinden etkileyen sivil örgütlerin başında Ahilik teşkilatı gelir. "Kardeşim" manâsına gelen Ahilik, 13. yüzyılda Anadolu`da yaşayan Türklerin, esnaf ve sanatkârlarının birliğini, çalışma esas ve usullerini teşkil eden, sosyo-ekonomik bir Türk kurumudur.
Akıl, bilim, ahlak ve çalışma prensiplerine dayanan Ahilik teşkilatı, yüzyıllarca karşılıklı dayanışma, sevgi, saygı, hoşgörü ve adalet bilincini taşıyan esnaf ve zanaatkâr yetiştirmiş ve Ahî birliklerinden yetişen sanatkarlar dünya çapında kabul görmüşlerdir.
Tüketicinin korunması, kaliteli üretim, standartçılık, bankacılık, gibi kavramlar, 13. yüzyılda Ahilik teşkilatı aracılığıyla Anadolu ticari hayatına yerleşmiş ve esnafın üzerinde önemle durduğu hususların başında yer almıştır. Mesleğinde ehliyet sahibi olmayanlara asla ustalık icazeti verilmemiş, üretici ve tüketici arasında hakkaniyet ölçüsüne dayanan kaynaşma sağlanmıştır. Çalışanların hakları korunarak, esnaf ve zanaatkarlar arasında, çırak, kalfa ve usta hiyerarşisi oluşturulmuştur. Çalışma hayatının yanı sıra sosyal hayatın gelişmesine katkı sağlayan Ahi teşkilatları, barışta devletine eğitimli asker hazırlamış, onların her türlü savaş teçhizatını üretmiştir. Ahilik sadece iktisadi hayatı yönlendiren bir kurum olmanın ötesinde, temelinde vatan ve millet sevgisi bulunan, Türk milletine has sosyo-ekonomik bir sistemdir. Ahîlik teşkilatının Osmanlı Devletinde Lonca Teşkilatı olarak teşekkül ettiğini görmekteyiz. Lonca teşkilatı temel olarak Ahîliğin başka bir ad altında faaliyetini devam ettirmesinden başka bir şey değildir. Loncaların iki ana gâyesi vardır: 1) Lonca mensubu sanatkâr, esnaf arasında sosyal eşitliği ve dayanışmayı sağlamak. 2) Meslekî faaliyetin uygulanışını düzenlemek ve denetlemek. Kendi içinde sıkı bir disiplinle teşkilatlanmış olan loncalar, bu özelliği ile devletin piyasa kontrolünü kolaylaştırıyorlardı. Aynı esnaf grubunun bağlı olduğu loncaların içinde rekabetin yasaklanmış olması, kaynakların ihtiyaçlar dâhilinde kullanılması, kaynak israfı, karaborsa ve fâhiş fiyat artışına mâni oluyordu. Devletle sıkı irtibatı olan loncalar, hükümet tarafından teftiş edilebiliyordu. Esnaflar, bağlı oldukları lonca heyetinin sıkı bir denetimi altındaydı. Ustaların hammaddelerini nereden, nasıl ve ne evsafta alacakları loncalar tarafından düzenlenmekteydi. Lonca üyeleri arasındaki eşitliği bozmamak temel gayeydi. Tüketiciyi de korumak göz önünde tutulurdu. Üretilen malların fiyatlarının nisbetini loncalar denetlerdi. Denetimden geçen mal damgalanır ve pazara sunulurdu. Bozuk mal çıkaran esnaf cezalandırılırdı. ?Pabucu dama atıldı.? deyimi buradan kalmadır. Düşük kaliteli mallar da fakirlere dağıtılırdı. Çırakların mesleğe girmeleri, meslekte ilerlemeleri ve yükselmeleri, loncaların koyduğu kâidelere ve âdete bağlıydı. Lonca mensupları arasında rekabet yasaktı. Görünüşte iktisâdî müesseseler olan loncalar, iç yapı îtibâriyle cemiyette hâkim olan bâzı ahlâkî kâideleri, müeyyideleri ile esnafın kendi kendine tatbik ettiği müesseselerdir. Loncalarda bulunan iş ahlâkının temelinde, otoriteye ve geleneklere bağlılık, el işçiliğine hürmet, kanaatkârlık, meslek sırrını saklamak gibi prensipler yatmaktaydı. Osmanlı Devletinin son zamanlarında, sanayileşme hareketlerinin ve fabrikalaşmanın başlaması neticesinde el sanatları giderek önemini kaybetti. İttihat ve Terakki Fırkasınca 1913 tarihînde loncalar kaldırıldı. Cumhuriyet döneminde ise 2 Mart 1924 tarihli 99 sayılı Resmi Gazete?de yayımlanan Ticaret ve Sanayi Odaları Kanunu?yla Lonca Teşkilatı, bu dönemde de Esnaf ve Sanatkâr Odaları şeklinde başka bir ad altında faaliyetine devam etmiştir. Günümüzde de bu faaliyetine devam etmektedir. Osmanlı ekonomisinin 19. yüzyılda girdiği gelişme sürecinin göstergelerinden biri de ticaret odalarıydı. İç ve dış ticaretin gelişmesi yolunda hizmet veren ticaret odalarının kurulma girişimi, Abdülaziz döneminin (1861-1876) son aylarında gündeme gelmiştir. Fakat Dersaadet (İstanbul) Ticaret Odası ancak 1882`de faaliyete geçebilmiştir. Dersaadet Ticaret Odası öncesinde Osmanlı ülkesinde benzer bir kuruluş olarak "Ticaret ve Ziraat Meclisi" bulunuyordu. 25 Haziran 1875 tarihli bir kararname ile bu meclisin ziraat, sanayi ve ticaret alanlarındaki görevleri belirlenmiş, Meclis`e "Ziraat ve Ticaret Cemiyetleri" kurma görevi verilmiştir. Bir süre sonra bu meclis feshedilmiş, görevi yeni oluşturulan sanayi, ticaret ve ziraat müdürlüklerine devredilmiştir. Türkiye`de ilk ticaret odası, 1870 yılında kendi ülkesine ihracat yapan bir Fransız firmasının özel gereksinimine yanıt vermek üzere, İnebolu`da kurulmuş, ancak ekonomik ve yasal dayanaktan yoksun olan bu kuruluş bir süre sonra dağılmıştır. Aynı yılda Avusturyalı ve Macar tacirlerin çıkarlarını gözetmek üzere İstanbul`da "Avusturya-Macaristan Ticaret ve Sanayi Odası" kurulmuştur. Ticaret alanındaki bazı boşlukları doldurmak amacıyla 1876 yılında " Ticaret ve Ziraat Bakanlığı" kurulmuştur. Bakanlığa bağlı "Ticaret ve Ziraat Meclisi"nin desteği ile bir "Ziraat ve Ticaret Derneği" açılmıştır. 1800`lerde hızla gelişen Avrupa tekstil endüstrisinin pamuk gereksiniminin bir bölümüne yanıt veren Çukurova`da dışarıya gönderilen pamuğun ihraç işlemlerini yapacak ve Avrupa?daki benzerlerinin işlevlerini görebilecek bir örgüte duyulan lüzumun bir sonucu olarak, Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası kurulmuştur (1879). Ülkemizde resmen örgütlenen ilk oda ise İstanbul Ticaret Odası`dır. Yukarıda da belirtildiği üzere, İstanbul Ticaret Odası, Ticaret ve Ziraat Bakanlığı`nın girişimiyle 1882 yılında açılmıştır. Ticaret ve sanayi odalarına ilişkin, ilk yasal düzenlemenin yapıldığı 1910 yılına dek odalar, Ticaret ve Ziraat Bakanlığı`nın buyruğu ile "Ticaret, Ziraat ve Sanayi Odaları" adı altında örgütlenmişlerdir. Bu dönemde Trabzon(1884), Muğla (1885), İzmir, Antalya ve Mersin (1886), Balıkesir, Bursa (1889), Adana (1884), Eskişehir (1895), Kayseri, Siverek (1896), Giresun,Antep (1898), Fethiye (1901), Bafra(1903), Isparta (1905), Bartın (1906), Samsun (1907), Manisa, Silifke ve Sivas (1908) Odaları kurulmuştur. 31 Mayıs 1910 tarihinde yayınlanan "Ticaret ve Sanayi Odaları Nizamnamesi" ile ziraat odası bünye dışı bırakılmış, ticaret ve sanayi odaları yalnız ticaret ve sanayi mensuplarının örgütü durumuna getirilmiştir. Tüzüğün örgütlenme açısından getirdiği yenilik yöneticilerin odaya üye tüccar ve sanayiciler tarafından seçimle işbaşına getirilme imkânıdır. Tüzüğün yürürlük süresi içinde Afyon (1910), Çorum (1911), İzmit (1913), Kırşehir, Ödemiş (1914), Bayburt (1915), Zonguldak (1919), Edirne, Elazığ (1920), Milas (1912), Ceyhan, Erzurum, Kilis (1922), Aksaray, Niğde, Burhaniye, Çankırı, Artvin, Çanakkale, Fatsa ve İnegöl Ticaret ve Sanayi Odaları (1923) kurulmuştur. Örgütsel açıdan en önemli gelişme 22 Nisan 1925 tarih ve 655 sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları Yasası ile sağlanmıştır. 655 sayılı yasa ve bu yasaya istinaden yürürlüğe konulan tüzük, odaların kuruluş ve işleyişlerini belirli ilkelere bağlamıştır. Yasanın getirdiği diğer önemli yenilik, odaların tüzel kişiliğe sahip mesleki kuruluşlar olduğunun kabul edilmesidir. Yasa, ticaret ve sanayi ile uğraşanların odalara girmesini zorunlu tutmuştur. 18.11.1943 tarihinde çıkartılan 4355 sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları, Esnaf Odaları ve Ticaret Borsaları Yasası, 655 sayılı yasayı yürürlükten kaldırmıştır. 4355 sayılı yasa, odalardaki organ sayısını üçe çıkartmıştır. 25.04.1949 tarih ve 5373 sayılı Esnaf Dernekleri ve Esnaf Dernekleri Birliği Yasası, esnaf niteliğindeki küçük tacir ve sanayicilerin odalardan çıkıp, dernek kurmalarını sağlamıştır. 8.3.1950 tarih ve 5590 sayılı yasa ile odalar, borsalar ve birlik bugünkü durumlarını kazanmışlardır. 1943 tarih ve 4355 sayılı yasa yürürlüğe girinceye dek ticaret ve sanayi odalarının bir şubesi olarak kurulan ve çalışan ticaret borsaları, bu yasayla birlikte ayrı birer tüzel kişilik şeklinde örgütlenme imkanı bulmuşlardır. 5590 sayılı yasayla bugünkü düzenine kavuşan borsalar da hızlı bir gelişme ortamı bulmuşlardır. Zaman içinde üyelerinin hak ve menfaatlerini daha iyi temsil edebilmek için tek bir çatı altında toplanma ihtiyacını duyan oda ve borsalar, 8 Mart 1950 tarihinde 5590 sayılı TOBB Kuruluş Kanunu`nun yürürlüğe girmesinden sonra mevcut 32 ticaret ve sanayi odası, 8 ticaret odası, 1 sanayi odası ve 20 ticaret borsasının temsilcileri bir araya gelmek suretiyle 7 Şubat 1952 tarihinde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği`ni kurup faaliyete geçirmişlerdir. FETHİYE TİCARET ODASI (1901) Fethiye Ticaret ve Sanayi Odası, Meğri Ticaret ve Sanayi Odası ismi ile (1317) 1901 yılında Yorgu Lazaridi, Gulu Gudren, Güzeloğlu Vangel, İbrahim Efendi, Çeşmeli Osmanbey, Dr. Vasilaki, Nuhzade Kamil Efendi, Hacı Halil Efendi, Hacı Mehmet Efendi, Saatcı Giritli Hasan Raşit Efendi gibi o zamanın tacirleri tarafından kurulmuştur. O yıllarda önemli ihracat ve ithalat merkezi olan Fethiye`nin iç ve dış ticaret hâkimiyeti Türk asıllı tacirlerde bulunduğu halde nedense Oda yönetiminde Rum tacir ve memurlar görev almışlardır. 29 Ekim 1923 tarihinden sonra Fethiye Ticaret ve Sanayi Odası azınlıkların hakimiyetinden kurtulmuş, 65 adet üyenin kayıtlı olduğu Fethiye Ticaret ve Sanayi Odası yönetimi Türk tacir ve sanayicilerin eline geçmiştir. 1955 yılında sanayici üyelerin Ege Bölgesi Sanayi Odası? na kayıt olmaları nedeniyle Fethiye Ticaret ve Sanayi Odası faaliyetlerine Fethiye Ticaret Odası olarak devam etmiştir. Odamızın Türkiye?de kurulmuş olan ilk beş ticaret odası arasında olması ile dikkat çekmektedir. 1901 tarihli Meğri Ticaret Odası` nın mührü eski başkanlardan Merhum Baha Şıkman`ın ailesince muhafaza edilmektedir. Oda`nın 1940 yılında sahip olduğu binası, 1957 yılı depreminde yıkılmış, tüm Fethiyeliler gibi bu depremde Fethiye Ticaret Odası? da büyük zarar görmüştür. Odanın ilk üyelerine ilişkin belgeler ve bilgiler 1957 yılında yaşanan 7.1 şiddetindeki Fethiye depremi ve onun ardından 07.01.1962 tarihinde Oda binasında çıkan yangın sonucu zayi olmuştur. Söz konusu belgeler Fethiye?nin ticari hayatına ışık tutabilecek pek çok bilgiyi de içinde barındırdığından ne yazık ki Fethiye?nin ekonomik tarihi ve Odanın kurumsal hafızası yaşanan bu iki talihsiz olayla silinmiş ve kül olmuştur. Oda`nın kendi mülkü olan Atatürk Caddesi? nde yer alan üç katlı binası Ali Kemal KARADENİZLİ` nin başkanlığı zamanında yapılmıştır. Fethiye Ticaret Odası 01.01.2008 tarihi itibariyle imalat sektöründe faaliyet gösteren üyelerine doğrudan Fethiye? de hizmet verebilmek amacıyla Fethiye Ticaret ve Sanayi Odası unvanını tekrar almıştır. |