1908´den beri
Avrupa´nın en eski denim markalarından Lee Cooper, 1908´de Doğu Londra´da Middlesex Street´te 94-96 numaradaki harap binalarda doğdu. 80´lerdeki efsane reklam filmini ve ´Uvvah uvvah muck muck Lee Cooper´ sloganını unutmak ise imkansız. 104 yıllık dünya devi Lee Cooper, yepyeni koleksiyonuyla Kipaş Holding yatırımı ile marka tutkunlarıyla 2011 yılında buluştu. Kipaş Holding 2010 yılında da büyük bir hamle ile 98 ülkede 4000 mağazası olan İngiliz denim markası Lee Cooper´ın Türkiye perakende, pazarlama ve üretim haklarını aldı.
Punk, Rock ve her türlü gençlik hareketinin kalbi ve çıkış noktası olan Lee Cooper´un koleksiyonu, KİPAŞ Şirketler Grubu bünyesinde bulunan Kipaş Denim ile2002 yılında üretime başladı. Gerçekleştirilen üretim hem iç piyasada tüketilmekte olup hem de yurt dışına ihraç edilmektedir; bugün Asya, Avrupa ve Amerika başta olmak üzere 20 ülkeye ihracat yapılmaktadır.
Teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek yenilikçi ve çevreci yatırımlarına önem veren Kipaş Denim´in, en önem verdiği çevre dostu yatırımlarından biri"Better Cotton" diye adlandırılan özel bir pamuktan üretilen kumaş türü, tüm Lee Cooper koleksiyonunun üretiminde kullanılmaktadır.
1914
1914 yılında çıkan Birinci Dünya Savaşı sırasında, Morris ve Louis´in 600 çalışanı bulunuyordu. Savaş nedeniyle ihracat ve uzun deniz yolculukları çok riskli hale gelmişti. Bu yüzden, İngiliz ordusuna üniforma üretmeye başladılar. Kendi kendini yetiştirmiş olan Morris, kazandığı tecrübeler sayesinde de çok iyi bir terzi olmuştu.
Savaştan sonra, ekonomi çok kötü bir durumdaydı. Ancak iş kıyafeti üretimi yapan şirket, Genel Grevi ve Büyük Buhran´ı atlatıp, yoluna devam etmekteydi. Kişisel sebepleri öne sürerek, Louis ortaklıktan ayrılmak istedi ve Morris, artık sadece kendinin sahip olduğu şirketin adını "Morris Cooper (Overalls) Ltd." olarak değiştirdi. Bu değişimle birlikte şirket yüksek kalite denim ceket ve pantolon üretimine de başladı.
1939
İkinci Dünya savaşı başladığı sırada, Morris işini iki bölüme ayırdı. Bir bölüm, iş kıyafeti üretmeye devam ederken, diğer bölüm askeri üniforma, uçuş tulumları ve savaş eğitim elbiseleri üretiyordu. Bu ürünleri üretmek çok karmaşık bir süreçti. Morris´in desenler konusundaki yeteneği sayesinde şirket ordunun en büyük tedarikçilerinden biri olmayı başardı.
İkinci Dünya Savaşı devam ederken, Morris bir araba kazasında hayatını kaybetti. O sırada oğlu Harold, Kraliyet Hava Kuvvetleri´nde görevde olduğu için, şirketi yönetme görevini ailenin diğer üyeleri üstlendi.
Savaş Sonrası
İkinci Dünya Savaşı bitmesiyle eve dönen Harold´un amacı şirketi modernize etmekti. Savaştan sonra, kıyafet alımının karneye bağlanması da onun için önemli bir avantaj oluşturdu. Bir takım elbisenin 26 karne kuponu, bir elbisenin ise 15 karne kuponu olduğu ortamda, bir adet jean sadece 1 karne kuponuydu.
Beş yıldan az bir sürede, Harold´ın çabalarıyla şirket, Birtanya´nın en iyi denim markası haline geldi. Harold Hill adlı yeni bir mahallede yepyeni bir fabrika açıldığında şirketin ürettiği iş kıyafetleri, dünyanın her yanında giyilir olmuştu. Harold, bu dönemde eşinin soyadını da şirketin isminin içine ekleyerek, şirketin adını Lee Cooper olarak değiştirdi.
Rock´n Roll
1950´ler ve 1960´larda iş kıyafeti giyiyorsanız, %80 ihtimalle bu kıyafetin markası Lee Cooper´dı. Markanın kaliteli ve dayanıklı iş kıyafetleri üretmekteki şöhreti o kadar büyüktü ki, Britanya pazarının %80´i Lee Cooper´ın elindeydi.
1950´ler ve 1960´larda çok daha büyük boyutlu bir oluşum vardı. Genç insanlar, rock´n roll eşliğinde kabul edilen toplumsal düzeni değiştirmeye çalışıyordu ve denim, hızla bu devrimin sembolü haline geliyordu. Harold Cooper, alışılmadık bir devrimciydi ve Amerikalı jean devleri daha Avrupa´ya gelmemişken, genç Avrupalıları denimle tanıştıran yine oydu.
Efsane
Teddy Boys´dan Mod´lara, Hippi´lerden Punk´lara, her müzikal ve kültürel değişimde; Britanya´da, Avrupa´da, Avustralya´da, Uzak Doğu´da ve dünyanın her yanında Lee Cooper markası bir efsane haline geldi. Tasarımlarımızda, kullandığımız kumaşlarda