Firma Adı | : | Kepez Belediyesi |
Yetkili | : | Hakan Tütüncü |
Adres | : | TEOMANPAŞA MAHALLESİ YEŞİLIRMAK CADDESİ ANTALYA |
Şehir / İlçe | : | Antalya / Kepez |
Telefon | : | (0242) 310-5858 |
Faks | : | (0242) 339-3390 |
Web Site | : | kepez-bld.gov.tr |
: | info@kepez-bld.gov.tr | |
Firma Hakkında
1970?li yılların başına kadar Antalya kenti sınırı, eski SSK Hastanesi?nin kuzeyinde, Karayollarına ait ?Beyazbina? adı verilen yerde biterdi. Şehiriçi otobüsleri ve dolmuşlar, ?Beyazbina?ya kadar gelir ve tekrar geri dönerlerdi. Yolun bundan sonrasında, sık makilik ve yer yer kaya parçaları vardı.
Sözlük anlamı ?Deniz kıyısında kayalık alan? ve gelinlerin başlarına taktıkları taç? anlamına gelen Kepez, Antalya?nın kuzeyindeki ovayı da bir gelin başı gibi taçlandırır.
1960 lı yıllara kadar Antalya kenti, Şarampol semtinin biraz ilerisinde; eski adıyla ?Sosyal Sigortalar (SSK) Hastanesi?nin hemen kuzeyinde, Antalya halkının "Beyazbina" diye adlandırdığı yerde son bulurdu. Burası bugün Güllük ve Şarampol Caddelerinin Çallı?ya çıkarken birleştiği noktadır. Beyaz bina denilen yapı da, 1950?li yıllarda Karayollarının yaptırdığı, bembeyaz kireç badanalı bir yol bakım ve kontrol evi nden başka bir şey değildi.
O zamanlar, şehiriçi otobüsleri ve dolmuşlar, buraya kadar gelir ve tekrar geri dönerlerdi. Yolun bundan sonrası, sık makilik ve yer yer kaya parçalarının kapladığı bir alandı. Eskiden Beyazbina nın biraz ilerisindeki bugün Emniyet Binası ile Atatürk Anıtı nın bulunduğu büyük kavşağı da içine alan arazide, aralarında bir insan boyundan daha yüksek ve sanki insan eliyle dikilmiş gibi bir görünüm veren bu çok sayıda doğal kaya parçaları, buradan her geçenin dikkatini çekerdi. Bu taşlar nedeniyle, bu düzlüğe ?Dikili Taşlar? denirdi. 1970 li yılların ortalarından itibaren "Dokuma" olarak adlandırılan bu semtte, o yılların ortalarına kadar hiçbir ev yoktu. Her taraf taşlık ve fundalık ile kaplı idi. Kepez e kadar devam eden yolun iki tarafı, kayalıkların arası, makilik ve yabani çilek ağaçlarıyla doluydu.
Bugün yeni otogara giderken, eski Pil Fabrikası nın biraz ilerisinde eskiden Osmanlı Devrine ait iki tane sarnıç binası vardı. Bunlardan biri korunmuşsa da, diğeri yol yapımı sırasında, yol içinde kaldığı için yıkılmıştır.
Daha 1960 lı yıllara kadar bu Çifte Sarnıçlar?ın bulunduğu bu alan, sabahleyin erkenden Antalya daki çeşitli hanlardan, hareket edip kentten çıktıktan sonra, deve kervanlarının ve at arabalarının eksiklerini kontrol etmek için mola verdikleri bir yer idi. Burada araba ve atların son kontrolleri yapılır, kervana katılacaklar son yolcular da burada beklenirdi. Kervan düzülünce de, Çifte Sarnıçlar dan başlayarak konvoylar halinde, Kepez e doğru yolculuğa başlanırdı.
Çifte Sarnıçlar ın biraz ilerisinde ise; Antalya-Burdur karayolunun solunda bugünkü otogardan başlayarak karayolu boyunca, Beylerbeyi Murat Paşa tarafından hicri 982 (miladi 1574) yılında vakıf durumuna getirilen ve büyüklüğü 14.000 hektarı bulan arazisi Kepez sırtlarına kadar dayanan Vakıf Muratpaşa Çiftliği vardır.
Hemen hemen bir yüz yıl kadar hiç ilgilenilmeyen bu çiftlik, Cumhuriyet ten sonra, 1930 lu yılların başında işletilmeye başlandı. Bu amaçla yüzlerce yabani zeytin, keçiboynuzu (harnup) ve antepfıstığı ağaçları aşılandı. Çiftlikteki çok eski kanallar açılıp onarılarak bataklıklar kurutuldu. 1965 te, de burada yetişen zeytinleri değerlendirmek amacıyla bir zeytinyağı fabrikası kuruldu ve 1967 den itibaren bu fabrikada yöre halkı ürettikleri zeytinlerinin de işlenmesine başlandı.
Ancak o güne kader memur, bahçıvan ve küçük ölçekli birkaç esnaftan oluşan Antalya halkına, yeni geçim kaynakları yaratmak için, 1950 li yılların ortalarından itibaren yeni fabrikalar kurulması için hükümete yapılan başvurular sonuç vermiş; fabrikaların kurulacağı alanlar için de, Antalyalıların "çok uzak" dediği, Antalya-Burdur karayolunun sol tarafı gösterilmişti.
1955 te Pamuklu Dokuma Fabrikası ve Kepez Elektrik Santralı, 1957 de Etibank ile Fransız Pechiney Şirketi nin kurduğu Antalya Ferrokrom ve Karpit Fabrikası, birbiri ardından yerini aldı. Bu fabrikaları, 1964 te kurulan Guayul Kauçuk Fabrikası, 1969 da temeli atılıp, 1969 da üretime geçen Antalya Yağ Sanayii ile, 1976 açılan Pil Fabrikası peşi sıra izledi. Bu bölgede ilk olarak Dokuma Fabrikası kurulduğu için, halk o bölgeyi "Dokuma" olarak adlandırdı. Artık Beyazbina dan daha ileriye giden tek şehiriçi taşıma taşıtı, işçileri dokuma Fabrikası na üç vardiya taşıyan Dokuma Fabrikası Servis otobüsü oldu.
1970 li yılların ortalarında yavaş yavaş imara açılan bu bölgede, arazi satın alarak yerleşen Çallı lakaplı Mehmet Şencan, arsasına ilk evi yaptı. Oğlu Yük. Müh. İbrahim Şencan tarafından 1976 yılında aynı yerde Çallıoğlu İşhanı?nı inşa edilip, binaya oldukça büyük "Çallıoğlu" tabelasını asınca, dolmuş şoförleri güzergah adı olarak artık "Çallı" ismini kullanmaya başladılar. Zamanla da bu isim, bir semt adı olarak yerleşti ve "Dikili Taşlar" ismi de unutulup gitti.
Kepez ve gecekondular
Antalya , 1970?li yılların başından itibaren hızlı bir göç almaya başlayınca, Kepez bölgesinde hızlı bir gecekondulaşma başladı. Özellikle bu bölgede yer alan Muratpaşa Vakıf Çiftliği toprakları tam bir talana uğradı. Bu arazi talanı, yalnız evsiz barksız göçmen kişilerin bir evlik yer çevirip oturması ile sınırlı kalmamıştı. Özellikle Burdur, Bucak, Isparta gibi yakın il ve ilçelerde oturan birçok varlıklı kimseler dahi, ileride çocuklarına yatırım olsun diye, Vakıf arazisinden birkaç dekar arsayı duvarla çevirip, içine gecekondularını ?Antalya Belediye Başkanı Seçimi? öncesinde bir gecede inşa ediveriyorlardı. Bunlar yaz aylarını Antalya?nın yaylalarındaki köylerinde geçiriyor; kış gelince, Antalya?ya inip Kepez bölgesindeki gecekondularında yaşamlarını sürdürüyorlardı. 1970?li yılların sonunda bu gecekondu sakinlerinin yanına, doğu illerinden kaçıp gelen doğulu vatandaşlar komşu oldular.
Başlangıçta, özellikle Belediye Başkanı Av. Selahattin Tonguç başkanlığı sırasında yapılan gecekondular hemen yıkılıyordu. 1973 seçimlerinden sonra, o günlerde Antalya Valisi olan Hüseyin Öğütçen tarafından vakıf arazisinin etrafı, kale duvarı gibi iki metre yükseklikte duvarlarla çevrildi. Ayrıca Vakıf arazisinin beklemek üzere, bekçiler görevlendirildi. Gecekondu yapımına başlandığında, hemen bu bekçiler ilgili kuruma haber veriyor ve gecekondu anında yıktırılıyordu. Ancak ne var ki, bu duvarlar bir sonraki seçim zamanında yıkıldı. Çünkü, hem buraya göz dikmiş insanların iştahı büyüktü; hem de her seçim dönemi yaklaştıkça, bazı politikacılar gecekondu yapımına göz yumuyor; hatta, çoğu zaman de teşvik ediyorlardı. Doğal olarak, Vakıf arazisi içine bu vaatlerin sonucu olarak yeni yeni gecekondular yerleşti. Hem de bu kez on, on beş katlı kondular. Bu arsa iştahı büyüdükçe, bu iştaha karşı çıkmak, zamanla artık olanaksız hale gelmişti.
Eski Antalya sakinleri dışında herkes, birkaç dekar toprak çevirme telaşına düştü. Bu iştah zamanla öyle büyüdü ki, bazen Belediye yıkım ekibinin içindeki görevlilerin bile o bölgede kendi gecekonduları bulunması doğaldı. Belediye yıkım ekiplerine veya güvenlik güçlerine silahla karşı koyan gecekondu sakinleri arasında, başta Bucaklılar, Ispartalılar ve Burdurlular yanında Türkiye?nin her yerinden kopup gelenler insanlar vardı. Çünkü, Kepez?de Vakıf arazisinden her küçük bir toprak parçası çeviren, ileride Kepez bölgesinin zengini olacaktı.
Çok geçmeden Kepez?de, üstüne üstlük çevirdikleri araziler üzerinde onlarca gecekondu yapıp, şahıslara satan bir de ?Gecekondu Mafyası? ortaya çıktı. Belediyenin yıkım ekipleri, gecekonduların yapım hızına asla yetişemiyordu. Çünkü, seçim öncesi verilen tavizler, teşvikler Kepez Bölgesi?ni büyük bir gecekondu kenti haline sokuyordu. Görevdeki belediye başkanı gecekonduları yıkmaya çalışırken, seçim yatırımı yapan belediye başkan adayları, seçmenine ?seçim sonrası tapu dağıtacağını? veya ?seçilirse gecekondu yapılmasına izin vereceği? şeklinde bol keseden vaadlerde bulunabiliyordu. Milletvekili seçimleri öncesinde ise iş daha da çığırından çıkarılarak, Yapılan gecekondular için af çıkaracağı? söylemi, bu iştahı daha da kabartmaya yetip artıyordu bile.
İşte, daha 1970 li yıllara kadar, kimsenin uzun yolculuğa çıkmadıkça, gidip görmediği taşlık ve fundalık bir bölgeden, Antalya ya 1970 li yılların ortalarında başlayan göçler ve 1994 te de belediye kurulması sonucu, bugün burada yeni bir kent, yani Kepez doğdu.
|