Firma Adı | : | Osmaniye Belediyesi |
Adres | : | Alibeyli Mahallesi Atatürk Caddesi Belediye Sarayı - Osmaniye / Türkiye |
Şehir / İlçe | : | Osmaniye / Merkez |
Telefon | : | (0328) 440-0080 |
Faks | : | (0328) 814-1135 |
Web Site | : | osmaniye-bld.gov.tr |
: | osmaniyebelediyesi@osmaniye-bld.gov.tr | |
Firma Hakkında
Günümüz coğrafyasında, idarî sitemde ve tarihte Çukurova olarak bilinen Adana ve çevresi günümüzdeki Mersin, Adana, Osmaniye, kısmen de Antakya illerini kapsar. İsminin ima ettiğinin aksine bu topraklar tamamen düzlük ve ovalık olmayıp dağlık ve tepelik yerleri de mevcuttur2. Çukurova, yörenin önemli akarsuları olan Seyhan, Ceyhan, Tarsus Çayı (Berdan) ve Silifke?nin ortasından geçerek Akdeniz?e dökülen Göksu Irmağı?nın taşıdığı alüvyonlarla oluşan bir delta ovasıdır. Dünyanın en verimli ovalarından biri olan deltanın, bir taraftan deniz, diğer taraftan dağlarla kuşatılmış olması ve Torosların, kara ikliminden koruyucu etkileri, yörede, kış mevsiminin ılık ve yağışlı, yaz aylarının sıcak ve kurak geçmesini sağlamaktadır. Bu toprak ve iklim özelliği, Çukurova?ya, tarım açısından büyük önem kazandırmıştır.
Yörenin böyle stratejik konum kazanmasında Toros geçitlerinin de büyük rolü vardır. Çukurova?ya batı tarafından girmek veya buradan çıkmak ancak bu dağlar arasında bulunan geçitleri kullanarak mümkün olmaktadır Bu geçitlerden ilki Gülek Boğazı, ikincisi Sartavul geçiti, üçüncüsü ise; Çakıt Vadisi?ni takiben, birçok yerde ancak tünellerle demiryolu ulaşımına imkân sağlayan Horoz geçiti?dir.
Denize paralel olarak uzanan Toros Dağları, Silifke?den sonra kuzeydoğu istikametinde kıvrılarak ovanın kuzeyini çevreler. Doğu hududu ise İskenderun-Payas hattında denizden itibaren kuzeye doğru uzanan Gavurdağları ile çevrilmiştir.
Çukurova?nın doğu hududunu çevreleyen Gâvurdağı kuzey-kuzeydoğu ile güney-güneybatı istikametinde, Maraş?tan İskenderun?un güney batısındaki Hınzır Burnu?na kadar uzanmaktadır.
Çukurova?ya doğu tarafından girebilmek için Gâvurdağı iki yerde geçit vermektedir. Bunlardan birisi güneybatıda Belen geçiti, diğeri de kuzeydoğuda Aslanlıbel geçitidir. Bunlar bugün de olduğu gibi eski çağlar boyunca Gâvurdağı?nın doğusu ile batısı arasındaki ulaşımı sağlamaktadır. Hitit İmparatorluğu zamanında sadece ticaret yönünden değil, stratejik bakımdan da önemli olan bu yollar İslahiye ve Hassa yörelerinden geçerek Gâvurdağı?ndaki bu iki önemli geçit vasıtasıyla Çukurova?ya yönelmişlerdir5. Osmaniye?ye oldukça yakın olan Aslanlıbel geçiti bilhassa tarih boyunca bilim adamlarınca ?Amanos?un Kuzey Geçiti?, ?Darius Geçiti?, ?Pylae Amanides?, ?Billali geçiti?, ?Bahçe geçiti?, ?Arslan boğazı?, ?Amanos kapıları? gibi isimlerle anılmıştır.
Yörenin dağlık ve ovalık coğrafî yapısı, ilk zamanlardan beri halkın sosyal ve kültürel gelişmesini derinliğine etkilemiştir. Dağlık kesimde yaşayanlar, kendilerini kolaylıkla savunabilmek ve saklanmak için, kaleler inşa etmişlerdir. Bu kaleler, erişilmesi güç, sarp kayalıklarla çevrili sığınaklardır. Derebeyleri dağlara yerleşmiş, memur ve tüccarların yaşadığı ovalık kesimde ise, büyük şehirler kurulmuş ve gelişmiştir. Bu şehirlerden Adana, Misis (Mopsuestia), Tarsus, Kozan (Sis), İskenderun (Alexandrette), Anavarza (Anazarba), Silifke (Seleucie) ve Mersin (Mer- cina) çeşitli
kültürlerin birbirini etkilediği ve zamanla kaynaştığı önemli yerleşim merkezleridir.
Osmaniye?nin de içinde bulunduğu bölge Türklerin fethinden önce Kilikya olarak adlandırılıyordu. Fetihten sonra gerek Türk tarihi içerisinde, gerek modern coğrafyada ve gerekse idari sistemde Çukurova olarak isimlendirilmiştir. Çukurova?yı oluşturan ovanın uzunluğu kuzeyden güneye 80, batıdan doğuya 160 km?dir6. Osmaniye yerleşim merkezinin bulunduğu mevkii ise Yukarı Çukurova olarak isimlendirilmektedir.
Deniz yüzeyinden 118 metre yüksekliktedir7. Yer şekilleri, iklim, toprak ve su kaynakları bakımından insanların yerleşmesi için oldukça elverişlidir.
Bu dağların Küçük Asya-Mezopotamya arasında tabii bir engel teşkil etmeleri, sedir, servi, şimşir gibi sağlam; inşaat için kullanılan ağaçların bol olduğu ormanlara sahip bulunmaları bakımından pek eski devirlerden itibaren gerek iktisadî ve gerekse siyasî sebepler dolayısıyla Mezopotamya sakinlerini kendisine çekmiştir.
Çukurova, tarihin her döneminde fiziki şartlarından dolayı merkezi otoritenin hâkimiyet kuramadığı bir yapıda olmuştur. Gâvurdağı ve civarındaki asayiş problemi sadece Osmanlı zamanında değil, Hititler?den başlayarak Roma, Bizans, Arap, Memlûk zamanlarından bu yana devam etmektedir. Çalışma konumuza geçmeden önce bölge hakkında genel bir takım bilgiler verilmesi konunun daha iyi anlaşılmasına vesile olacaktır.
|