Önce sağ diz buluşur zemindeki üzümle, sonra sol. Bağ bozumunun ardından. Bu coğrafyanın en eski dansıdır zeybek. Şarap yapım hareketleridir. Yer İyonya´dır, Ege´dir...

Dönemin sadrazamı bataklığın kurutularak, kanal yapılmasını buyurur. Bugünkü Alaçatı´nın ilk sakinleri, Rum işçileri Sakız Adası´ndan gelir, yıl 1850´dir...

Dar taş sokaklar, üstü kerpiç altı taş evler inşa ederler. Sıcak iklim toplumları sokakta yaşar. Tüm Akdeniz halkları, Güney Amerika, Ortadoğu, Uzakdoğu insanları evlerinin önüne sandalye atar. Sabahlar kapı önlerindedir, akşamlar da. Rumlar da öyledir. Eve girseler bile sokağın üstünde yaşarlar. O yüzden Rum evleri cumbalıdır.

Binlerce yıl, birçok uygarlık, şehirlerin üstüne kurulan şehirler. Yaşayanlar değişse de kırmızı akşamlar, güneş, rüzgar, toprakla buluşan asma, zeytin, defne Ege´nin ve Alaçatı´nın değişmeyen sakinleridir. Egeliler ´güneşi üstlerine doğurtmazlar´. 1850´den beri de Alaçatı da güneşle birlikte doğuyorlar.

1850 Hotel Alaçatı, Alaçatı´nın orijinal taşlarıyla inşa edildi. 5 odalı bir Rum evi. İçinde bulunduğu coğrafyanın mimari, doğal ve kültürel zenginliklerinin farkında dört kişilik bir ailenin ev sahipliğinde, 2012 yazından itibaren deniziyle, güneşiyle, rüzgarıyla, kokusuyla uyanacak misafirlerini bekliyor.