ISO BELGELENDİRME
Sektörler
Taksim Danışmanlık Hizmetleri
Karbon Ayak İzi Hesalama
İso Belgelendirme
Güncel Fuarlar
Önceki Sonraki
WorldFood Türkiye’nin En Büyük Gıda Fuarı
WorldFood Türkiye’nin En Büyük Gıda Fuarı
9-12 Eylül 2021
Provimes Web ve Mobil Kurulum ve Kullanım Eğitimimize Davetlisiniz.
Provimes Web ve Mobil Kurulum ve Kullanım Eğitimimize Davetlisiniz.
03 Haziran, Perşembe
Provimes Web ve Mobil Kurulum ve Kullanım Eğitimimize Davetlisiniz.
Provimes Web ve Mobil Kurulum ve Kullanım Eğitimimize Davetlisiniz.
03 Haziran, Perşembe Saat: 10
Kurumsal Akademiler Konferansı
Kurumsal Akademiler Konferansı
24 Haziran 2021 | 14:00 - 16:4
Doğaya Saygı Sertifikası
Keşke her gün denetleme olsa?
Keşke her gün denetleme olsa…
 
Uzm. Dr. Gökmen ÖZCEYLAN
İşyeri Hekimi
 
Son dönemde sık sık duyduğunuz, özellikle iş cinayetlerindeki inanılmaz artışın verdiği toplumsal baskıyla denetlemelere de yeni düzenlemeler geliyor. “Denetlemeler daha sıkı olacak. Artık işverene ya yaparsın ya da yaparsın süreci başlıyor” sözlerini hükümet ve bürokrasiden ne kadar sık duymaya başladık. 
 
Gerçekten öyle mi? Sahada çalışan işyeri hekimi olarak sizlere biraz rakam vereyim isterseniz. Biraz da İsmaillerin bu denetlemelere nasıl baktığını ve yaşamlarında nasıl bir yeri olduğunu anlatmaya çalışayım, dilim döndüğünce. 
 
DENETLENEN FİRMALAR CEZA ALMADI
 
2014 yılında çalıştığım toplam 52 projede denetlenen firma sayım 6. Yani her on firmamdan yaklaşık birisi denetlendi. Denetlemelerin içeriğini bu köşede defalarca eleştirdim. Bugün bunu yapmayacağım. Denetlenen firmalarımdan ceza alan olmadı. Görülen eksikler üzerine uyarılıp süre verilen ki bu süreler yaklaşık 14 gün. Yani firma denetlendi iş güvenliği alanında hayati tehlike gözlenmedi. Birtakım eksikler gözlendi. Bu eksikleri gidermek için firmalara ortalama 14 gün verildi. 14 gün sonra gelip yapılan ikinci kontrolde, bu eksiklerin tamamlandığına dair tutanak tutuldu, çaylar içildi, teşekkürler edildi.
 
Ben size bir denetlemedeki firmamda tam da denetleme gününde başımdan geçen bir olayı anlatacağım. Öncelikle denetlenen firmam bir tekstil fabrikasıydı. Öyle sıradan bir gündü. Telefonum çaldığında beni arayan firmanın üst düzey bir yönetici idi. Sesi bir hayli heyecanlıydı: “Hocam fabrikaya gelebilir misiniz?  İş güvenliği müfettişleri geldi. Firmamızı denetliyorlar.” Tabi ki dedim ve atladım çalışma saatim olmamasına rağmen denetlemeye gittim. Ben vardığımda müfettişler firmayı geziyor ve eksikleri not alıyorlardı. Tam baskı bölümünde gezerlerken ben de onlara katıldım. Bu arada fabrikada çalışan bir İsmail arkadaşımla göz göze geldik. Eldivenlerini giymiş, kulaklıkları takılmıştı. Öyle çalışıyordu. Bir yıldır bu fabrikada işyeri hekimliği yapıyorum. Bu kadar muntazam bir çalışma sahasına hiç böyle tanıklık etmişliğim yoktu. 
 
O sırada İsmail direk bana seslendi hocam biraz rahatsızım gelsem muayene edebilir misiniz diye. 
 
´YAPMA BE HOCAM´
 
Ben de refleks olarak müfettişlere döndüm. Acaba o an için bir istekleri var mı diye çünkü revire geçmem gerekiyordu, muayene için. Müfettişlerden biraz daha yaşlı ve tecrübeli olan üstad, ki kendilerine böyle deniyor birbirlerine de böyle hitap ediyorlar, “Hocam tabi ki siz geçin revirinize arkadaşlarımızı muayene edin. Biz size soracağımız noktalar olursa sizi çağırırız” dedi. Ben de İsmaille beraber yanlarından ayrılıp revire geçtim. İsmail üşütmüştü. Öksürüğü varmış. Muayenesini yaptım. Bu arada soruyu patlattım. İsmail, ne düşünüyorsun bu denetlemeler hakkında? Sence sizlere bir faydası oluyor mu diye. İsmail başladı gülmeye. “Oluyor hocam olmaz mı? Denetleme günlerinde yemekler daha bir güzel çıkıyor. Her yer tertemiz oluyor. O gün ne istersek yapılıyor” dedi. Ben şaşırdım ve sormaya devam ettim. Ama İsmail denetlemeden nasıl haberleri oluyor aniden gelmedi mi müfettişler diye. İsmail o hınzır gülüşüyle; “Yapma be hocam bari sen yapma sanki haberin yokmuş gibi” dedi. 
 
Gerçekten yoktu haberim. Kendisine bütün samimiyetimle söyleyince inandı. Vallahi hocam sen günde iki saat geliyorsun. Belki haberin yoktu ama sabah vardiyasına inerken bize bugün denetleme var herkes kulaklıklarını maskelerini eldivenlerini giysin dediler. Fabrikanın haberi vardı diye söyledi. Sonra başladı anlatmaya: “Hocam öyle bir şey ki ben on dört yıldır tekstilde çalışıyorum. Toplam altı veya yedi kere çalıştığım fabrikalar denetlendi. Hepsinde de sabahtan biz uyarıldık.” 
 
Gerçekten böyle miydi? İsmail’e inanmadığımdan değil ama yine de bu durumun nasıl böyle olduğunu öğrenmek için bir gün beklemem gerekti. Beni çağıran firmanın üst düzey yöneticisinin odasına gittim. Denetlemeden hiçbir ceza almadan geçmiş olmasının da rahatlığıyla bize birer çay söyledi. Denetleme hakkında sohbete başladık. “Hocam” dedi “Üç gün önceden bize bir yazı geldi. İzmir’den bir müfettiş ekibi gelecek denetleme yapacak. Hazırlanması istenen evraklarda bu yazının ekinde yazıyordu.” 
 
17 maddelik içinde risk analizinden, periyodik sağlık muayene raporlarından, eğitim kayıtlarından, yani hemen hemen bulunması gereken tüm evrakları içeren bir liste. Buna ilk kez tanıklık ediyordum. İşin ilginç yanı yazı tamamen resmi kurumdan gelmişti. İsmail yine haklıydı. Herkesin haberi vardı fabrikada denetleneceğinden. Bende tam zamanlı çalışsam firmada benimde haberim olacaktı. 
 
DENETİM OSGB’LERE KAYDIRILIYOR
 
Şimdi yazının başına yeniden dönelim. Denetlemelerin sıklaşacağı, kimsenin gözünün yaşına bakılmayacağı, hatta son okuduğum gazete haberinde iş sağlığı ve güvenliğini en tepesindeki adamın biz “Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimlerin (OSGB) hakim olduğu bir sistemi birileri para kazansın diye getirmedik. Mart ayından itibaren tüm OSGB’leri denetleyeceklerini evrak eksiği veya çalışma eksiği olanları bir de gidip fabrikada denetleyeceklerini söylüyordu. Yani bu sistemde yeni denetleme şekli direk fabrikaya değil bir OSGB’ye giderek oradan doğru bir denetleme mekanizmasının yürütüleceğini anlatıyordu. 
 
Şimdi size soruyorum. Bu tarz denetlemeler artsa bile istenen veya hedeflenen sıfır iş kazası sonucuna ulaşmak mümkün müdür? 
 
Bu tarz yapılacak denetlemelerin gerçekten işverenler üzerinde bir baskı oluşturması mümkün müdür?
 
Bu şeklide yapılan bir denetleme İsmail’in gülüp geçmesine umurunda bile olmamasına engel olacak mıdır? 
 
Hele bir de artık denetlemelerin OSGB’lere kaydırılmasıyla işveren bir kat daha rahatlamayacak mıdır?
 
Bu denetlemeler iş güvenliği hizmetlerini kağıt üzerinde işverenleri koruyan bir mekanizmaya dönüşmesine engel mi olacaktır? Yoksa bunu daha bir körüklemeyecek midir?
 
Ama yine de denetlenmek güzeldir. İsmail’in sözüyle bitirelim: En azından o gün güzel yemekler, tertemiz bir fabrika, her şey yerli yerinde bir sistem.
 
Keşke her gün denetleme olsa… 
Yasal Uyarı
İsfirmarehberi.com´da yer alan kullanıcıların oluşturduğu tüm içerik, görüş ve bilgilerin doğruluğu, eksiksiz ve değişmez olduğu, yayınlanması ile ilgili yasal yükümlülükler içeriği oluşturan kullanıcıya aittir. Bu içeriğin, görüş ve bilgilerin yanlışlık, eksiklik veya yasalarla düzenlenmiş kurallara aykırılığından İsfirmarehberi.com hiçbir şekilde sorumlu değildir.
Bizi Takip Edin !
Facebook Twitter Google Plus Linkedin Youtube Instagram