´İş cinayetlerini durduralım´
´İş cinayetlerini durduralım´
Olgay GÜLER
Edirne Emek ve Meslek Örgütleri Platformu, her yıl artan iş cinayetlerinin ülkede işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili düzenlemelerin ne kadar sorunlu olduğunu bir kez daha ortaya koyduğunu bildirdi.
Edirne Emek ve Meslek Örgütleri Platformu 3 Mart 1992 tarihinde Zonguldak Kozlu´da yaşanan ve 263 madencinin yaşamını yitirdiği facianın yıldönümü olan “İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü”nde bir basın açıklaması yaptı. Edirne´de 2014 ve 2015´te Uzunköprü´de yaşanan ve 1 işçinin hayatını kaybettiği maden kazalarına işaret eden TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İl Temsilcisi Nihat Çolak, Edirne İl Genel Meclisi üyeleri ve Milletvekilleri´ne seslenerek; “Bu iki kazayla ilgili ne yaptınız?” diye sordu.
İnşaat Mühendisleri Odası Edirne Şubesi´nde gerçekleştirilen ve DİSK, KESK, TMMOB ve TTB´nin Edirne Temsilcileri ve Şube Başkanları´nın katıldığı açıklamayı TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İl Temsilcisi Nihat Çolak yaptı. Çolak açıklamasında, her yıl yaşanan iş cinayetleriyle, ülkemizde işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili düzenlemelerin ne kadar sorunlu olduğunun ortaya çıktığını belirtti. Çolak, “İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü” olarak ilan edilen günün yıldönümünde konuya bir kez daha dikkat çekmeye çalıştıklarını söyledi.
“MADEN KAZALARIYLA İLGİLİ NE YAPTINIZ?”
Platform adına konuşan Çolak, konuşmasında özellikle Edirne´de 2014 Kasım ayında Uzunköprü Altınyazı´da ve 2015 Ocak ayında yine Uzunköprü Karabürçek Köyü´ndeki madenlerde yaşanan ve 1 madencinin yaşamını yitirdiği kazalarla ilgili Edirne İl Genel Meclisi ve Milletvekilleri´ne seslenerek “Bu iş cinayetleriyle ilgili ne yaptınız?” diye sordu. Çolak şunları söyledi;
“13 Kasım 2014´te Altınyazı´da grizu parlaması sonucu bir iş kazası oldu. Hemen ardından Uzunköprü Karapürçek Köyü´nde bir iş kazası meydana geldi ki bu 2015´in belki de ülkemizdeki ilk iş cinayetiydi. Burada da ne yazık ki 43 yaşındaki Ahmet Aslan isimli madencimiz halat kopması sonucu feci şekilde can verdi. Bunlarla ilgili biz konunun takipçisi olacağımızı söylemiştik ve bugün buradan bu iki maden kazasıyla ilgili İl Genel Meclisi´ne sormak istiyoruz, Ne yaptınız? Gerçek nedenlerini belirleyen raporları kamuoyuyla paylaştınız mı ve bunun takipçisi oldunuz mu? Edirne milletvekillerine sormak istiyoruz; bunlarla ilgili sayın milletvekillerimiz neler yaptılar? Bunların gerçek nedenlerini araştırdılar mı? Sorumlular hakkında ne işlemler yapıldı, bu madenleri işleten işletmeler hakkında nasıl işlemler yapıldı? Biz bunları Edirnemiz´de yetkili ve görevlilere sormak istiyoruz. Biz yeni bir Karabürçek faciası yaşamak istemiyoruz. Edirne´deki madenlerde yeni Somalar yeni Ermenekler yaşamak istemiyoruz. Bu raporların kamuoyuna açıklanana kadar takipçisi olacağımızı belirtiyoruz.”
“ARTAN SADECE TALAN, YAĞMA VE İŞÇİ ÖLÜMLERİDİR”
Toplantıya daha sonra 3 Mart yıldönümüyle ilgili devam eden Çolak şöyle konuştu;
“Ülkemiz, çalışma yaşamı koşulları açısından hem hükümetin hem de kamuoyunun olağanüstü hassasiyetle üzerine eğilmesi gereken son derece olumsuz bir tablo ile karşı karşıyadır. Ülkemiz, iş cinayetlerinde, işçi ölümlerinde dünyada en üst sıralarda yer almaktadır. Bu tablo AKP´nin iktidara gelmesiyle daha da vahim bir hal almıştır. 2003 yılında günde ortalama 3 işçi yaşamını yitirmekte iken, bugün bu sayı 5-7 işçiye kadar çıkmıştır. Ne oldu da bu ölümler katlanarak artmıştır? Yatırımlar mı artmıştır bu ülkede, yoksa üretim mi? Ülkemizde artan yalnızca talan, yağma ve işçi ölümleridir.”
Emek-meslek örgütlerinin önerileri dikkate alınmadan hazırlanan tedbirlerle iş cinayetlerinin engellenmesinin mümkün olmayacağını söyleyen Çolak, işçi sağlığı ve iş güvenliği için "Önce insan, önce sağlık, önce iş güvenliği" anlayışı taşımayan hiçbir düzenlemenin sorunlara çözüm getirmeyeceğini ve iş cinayetlerini durduramayacağını belirtti. İl Temsilcisi Çolak sözlerini şöyle devam etti;
“İş cinayetlerinin son bulması, ancak ve ancak işçilerin, emekçilerin ve tüm halkımızın kendilerini ilgilendiren tüm konularda söz, yetki ve karar hakkının olduğu eşit, özgür ve demokratik bir Türkiye ile mümkündür. İş cinayetlerine ve işçi katliamlarına dur demek için bugün ülkemizin 40 noktasında yapacağımız yürüyüşlerle, kitlesel basın açıklamaları ile sesimizi yükseltiyoruz. Önümüzdeki günlerde imza kampanyalarıyla, kitlesel açıklamalarla, meşaleli yürüyüşlerle kampanyamızı büyüteceğiz. 16 Mayıs 2015´de tarihimizin en büyük işçi katliamının yaşandığı yerde Soma´da buluşacağız. Bu gün 40 noktadan başlattığımız yürüyüşümüze tüm halkımızı davet ediyoruz.”
Daha sonra konuşan TTB Edirne Tabip Odası Başkanı Ertuğrul Tanrıkulu ise, Türkiye´de yaşayan herkesin, her aydının, her sorumlu insanın görevinin halkın ve emekçilerin görevlerini yaparken, aslında kader olmayan bir kaza ile karşı karşıya kalmasını engellemek olduğunu söyledi.
DİSK Trakya Bölge Temsilcisi Arif Kuday ise DİSK olarak bu ülkede özelleştirmeler, taşeronlaştırmalar, kayıt dışı çalışmalar, durdurulmadan iş cinayetlerinin bitmeyeceğini söylerken KESK temsilcisi Salim Enginar ise, yasal zeminde işçileri için gerekli güvence sağlanması gerektiğine dikkat çekerek; “yani onların talepleri olan eğitim veya sağlık alanında karşılanmazsa bu cinayetler devam edecek gibi görünüyor” dedi.
